Son zamanlarda toplumda kolaycı mücahitler de türedi. Yahudi mallarına boykot yapıyoruz, düşüncesi ile bazı meşrubat ve kahve satan işyerlerini basarak, güya onlara tebliğ görevi yaptığını, işyerlerine gittiğini ve çalışan garibanları da tartakladıklarına sosyal medyada rastlıyoruz. Bu insanların cihadı da ekmek parası için çalışan işçilere yetebiliyor. Hâlbuki Yahudi’ye ait kola ve kahve firmalarının işyerlerini basarak çalışanlara saldıranlar, birazcık kendilerini sorgulasalar, Yahudi’nin en büyük destekçilerinin kendileri olduğunu da anlayacaklar… Bakkaldan alıp içtiğin su, alışveriş merkezlerinden alıp da temizlendim zannettiğimiz temizlik ürünleri, bindiği araba, evde kullandığı beyaz eşyalar, elimizden düşürmediğimiz telefonlar, hastalandığımızda şifa bulalım diye kullandığımız ilaçlar ve medikal araç ve gereçler, internetler vs. birçoğu Yahudi mallarıdır. Market raflarında gördüğümüz ambalajlı gıdaların yüzde yetmişi Yahudi’nin. Bugün Yahudi firmaları tohum vermeyi kesse Türk çiftçisi üretim yapamaz.Evimize götürmek için çabaladığımız bir dilim ekmek bile Yahudi firmalarının konrolünde…

Kaldı ki işyerlerinde satılan kola ve kahveleri çalışanlar imal etmiyor ki? Bugüne kadar iktidarın vatandaşlar üzerinden uyguladığı, ötekileştirici ve toplumu kutuplaştırıcı politikalar sonucu Türk insanı düşünmüyor, sorgulamıyor, en büyük nimet olan aklını kullanmıyor. Kafamızı iki elimizin arasına alarak düşünürsek,Türkiye’de Yahudi mallarının distribütörleri, ana bayileri, üreticileri, kim? İsrail’e Türkiye’den mal taşıyan ticari gemiler veya gemicikler kimlere ait. Hiç sorgulamıyoruz. En basitinden Kola grubunun Türkiye temsilcisi ve üreteni Anadolu isimli bir gruptur. Kola grubunun açılışını da yapan o tarihte şimdiki hükümetin başı olan zattır. Ayrıca gurur duyduğumuz TOGG otomobil firmasının en büyük ortaklarından birisi de Anadolu grubudur. Yahudi mallarını boykot edeceksen önce bunları sorgula. Zavallı çalışan işçilere zulmederek cihat yaptım zannetme… Savaş başladıktan sonra İsrail’e Türk limanlarından 250 den fazla yük gemisi kalkmış vatandaş olarak bunu sorgulayabildik mi? Bugün Türkiye’de ABD’nin konuşlandırarak kontrol ettiği 21 adet üssü, seçip başımıza getirdiğimiz hükümet niye kapatmıyor veya kapatamıyor da sadece miting yapmakla Filistin meselesini geçiştiriyor, hiç düşündük mü? Hâlbuki 1974 Kıbrıs Barış Harekâtından sonra ABD’nin Türkiye’ye uyguladığı, ekonomik ambargo sonucu, koalisyon hükümeti diye beğenmediğimiz Demirel-Erbakan, Türkeş hükümeti 1975 yılında bu üslerin tamamını kapatarak beş bin ABD askerini sınır dışı etti. Bu hükümet yirmi seneden fazla iktidarda ve parlamentoda da her türlü kararı olmaya sayısal gücü de var, niye bu üsleri kapatmıyor diye neden hükümeti sorgulamıyorsun? Hiç kimse ucuz mücahitlik yapıp da sivrisinekle uğraşmasın, bataklığı kurutmaya çalışsın.

Bu savaş bir yerde, dünya halklarına Yahudi’yi tanıma fırsatı da verdi. Savaştan önce de İsrail, Filistinlileri katlediyordu. Lakin ne AB ne ABD de yaşayan insanlardan pek ses çıkmıyordu. Ancak hakikati görmüş olacaklar ki, baştan beri İsrail’in yanında olan ABD hükümetini protesto yürüyüşleri yanında ABD bankalarından paralarını çekmekle tehdit ettiler. İspanya, Fransa ve İtalyan Şehirlerinde halk her hafta sonu, İsrail’i protesto yürüyüşlerini yüzbinlerce kişinin katılımı ile gerçekleştiriyor. İsveçli şarkıcı George Totari’nin bestelediğ ‘’LİVE LİVE PLASTİNA’ müziği eşliğinde, İskandinav ülkelerinde ise ‘’Free-Free Plastina ‘’çok yaşa Filistin marşları ile sokaklara çıkıyor.Statlarda  her maçtan önce futbolcular aynı müzikle,Hamaslı gencin İsrail tankını imha ettikten sonra yaptığı dansı yüzbinlerin önünde sergilyebiliyor. İngiltere’nin başkenti Londra da ise hafta sonu milyonlarca kişi Filistin lehine sokaklara çıkarak, İsrail aleyhine sloganları atıyorlar. İrlanda Parlamentosunda ana muhalefet parti lideri, İspanya ana muhalefet liderleri Filistin bayrakları ile meclise gelip prostesto ettiler. Hatta 21.11.2023 günü sabah haberlerinde Makron bile geri adım atarak Filistin’e insani yardım konvoyu göndereceğini açıkladı.