Hava Durumu

SURİYEDE BUGÜNE NASIL GELİNDİ? (5) 

Yazının Giriş Tarihi: 25.12.2024 17:36
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.12.2024 17:36

Geçmişte ülkelerin yaşadığı tarihi olayları şöyle bir gözden geçirirsek, göçmen dediğimiz grupların kendi aralarında organize olarak, içinde yaşadıkları ülkelerin parçalanmasına ve medeniyetlerinin ortadan kalkmasına sebep oldukları görülür. M.Ö 7000 yıllarında Mezopotamya bölgesinde büyük uygarlık kurmuş olan Sümer Devletinin yıkılış sebeplerinin en önemlisi , komşusu Arabistan dan bağ bahçe işlerinde çalışmak için hicret eden Akadlardır. Sümer devleti tarihte ilk defa modern tarımı uygulamış sulama sistemlerini kuran devlettir. Tarım çiftliklerinde çalıştırılmak amacıyla akadlar denilen kavimden işçiler getirmişler, bu işçiler zamanla bölgenin demografik yapısını değiştirmiş, nüfusları çok fazla artınca, iktidar boşluğundan yararlanarak, sümer devletinin sonunu getirmişlerdir. Daha yakın bir zaman da Pakistan örneği elimizde, Nükleer silah üretimine geçecek kadar teknoloji geliştiren Pakistan’ı, Rusya burnunun dibinde istemediğinden Pakistan’ın komşusu Afganistan’ı işgale kalkıştı. Rusya’nın işgalini bertaraf etmek maksadıyla ABD önderliğinde, Türkiye’de dahil Avrupa ülkeleri Afganistan’ a asker gönderdiler. Aslında Afganistan ın işgali ABD ve Rusya’nın bir tertipi idi. Çıkan iş savaş sırasında milyonlarca Afgan komşu Pakistan’a sığındı, iç savaş yıllarca sürdüğünden Pakistan ekonomisi çöktü. Şu anki Pakistan devletinin ekonomisi ve halkının perişanlığı içler acısı… eskiden Ortadoğunun en güvenli limanı olan Lübnanın, Arap – İsrail savaşından sonra göçler nedeniyle, bugün perişan ve darmadağınık hali, her gün İsrail Lübnan’a bombalar atıyor, karşı koyacak hiçbir silahlı gücü olmadığı gibi, paramparça olmuş vaziyette. İktidarın başında bulunanlar bütün bu olayları gördüler ve yaşadılarda… lakin geçmişten ders almadıkları ortada ki; hala komşu ülkelerin bölünmesi ve parçalanmasına çanak tutuyorlar. Bugün medyada TV kanallarında Suriye’ye özgürlük ve demokrasi getiriyoruz diyenler daha dün, sözde özgürleştirdik dedikleri, Libya, Tunus, Mısır, Irak gibi ülkelerin acıklı halleri de ortada… bu ülkelerin halkları, diktatör diye iktidardan gitmesini istedikleri Saddam’ı, Kaddafi mumla arar hale geldiler…

Dikkat edilirse, geçmişte Arap baharı safsatası altında demokrasi ve özgürlük havariliğine soyunan batı, tek adam rejimi ile yönetilen bir sürü İslam coğrafyasını, dış mihrakların yardımı ile kendi halkına ülkelerini böldürttü ve parçalattı. Bugün parçalanan Libya, Tunus, Mısır, Irak ve Suriye rejimlerinin hepsi tek adam rejimi idi. Ortadoğu da Suudi Arabistan, Kuveyt, Kadar Dubai gibi devletçiklerinde tek adam rejimi ile yönetiliyor. Bu gibi ülkeler halen ABD’NİN kucağında ve siyonizmin istekleri doğrultusunda hizmet ettikleri için henüz ABD ülkelerinde isyana izin vermiyor. Bu yüzden de bu emirliklerden İsrail aleyhine bir ses duyamıyoruz. Zira bu ülkelerin nüfuslarının yüzde atmıştan fazlası yabancı. İki milyon nüfuslu Katarın sadece yedi yüz bini Katarlı. Dubai.Kuveyt ve Arabistanın’da yarıdan fazlası yabancı. ABD istediği zaman bu yabancıları silahlandırıp organize ederek, mevcut yönetimleri ala aşağı yapabileceğini bildiği için, şimdilik beklemede, BOP projesi içinde daha önce tek adamla yönetilmeyen parlamenter sistemle yönetilen tek ülke Türkiye idi. Ancak üs akıl, kollektif, devlet aklına sahip parlamenter, rejimi parçalamayacağını bildiğinden, 2017 yılında gerçekleştirilen, bir anayasa değişikliği ile Türkiye’nin parlamenter sistemini tek adam yönetimi haline getirdi. Zira tek adam yönetimlerini bölüp parçalamak daha kolaydı. 2017 Anayasa referandumunda halkın gözü boyandı ve kandırıldı. Maalesef halkımız da geçmişten ders almadı ve kandı. Kademe kademe ülkemize Suriye’den, Iraktan, Afganistan dan Afrika ülkelerinden gelen göçmenlere iktidar Ensar- Muhacir adı ile dini bir kılıf kullanarak, bugünkü sayıları on milyonu geçen bir düzensiz yabancı güruhu ülkemize yerleştirildi. Ülkenin kaynakları da kendi halkımıza değil, sığınmacılara aktarılmaya başlandı. Hatta yabancılara, yurdumuz insanından daha fazla avantajlar da sağlandı. Bizi idare edenlerin hala akılları başlarına gelmemiş ki, demeçlerine bakılırsa, daha fazla yabancıyı çağırma gayretindeler. Eskiden Türk akıncılarının Çin’e girmelerini önlemek maksadıyla Çinliler Dünya’nın en uzun duvarı olan Çin seddini yapmak zorunda kalmışlardı. Şimdi ise biz Suriye’den düzensiz güçü önlemek içini Suriye sınırımıza 800 KM lik beton duvar yapmak zorunda kaldık. Bu duvarlar da göçü önleyemedi. Daha önce dalga geçtiğimiz büyük devlet adamı merhum Necmeddin Erbakan’ın bir Amerikalı subaydan aktardığı “Ortadoğu da önce Irak, Suriye bölünüp parçalanacak, en son aşamada da Türkiye’nin bölünüp parçalanacağı” gerçeğine ülkemiz adım adım yaklaşıyor gibi. Geçmiş olayları okumaktan aciz bizdeki iktidar hala gaflet içinde, yaklaşan tehlikeyi görmek de istemiyor.

Ortadoğu da tarih tekerrür ediyor gibi. İslam ülkeleri bir bir parçalanıyor ve güçsüzleştiriliyor. Parçala yok et senaryosunun ilk adımı da 1999 yılında hazırlandı. Bu yılda ABD, Apo yu Türkiye ye teslim etti, akabinde de FETÖ liderini ABD YE transfer ederek filmi başlattı. Elbette ki ABD babasının hayrına APO yu teslim etmedi. Bir planın parçası olarak, BOP’un gerçekleşmesi için roller dağıtıldı. 1999 yılı ve daha öncesi Türk Ceza Kanunun da var olan idam cezası 2004 yılında AB ortak mutabakati gereği kanunlarımızdan idam kararı kaldırılarak APO nun hayatı koruma altına alındı. Yine şayanı hakikattir ki, 2024 yılında FETÖ vefat ettikten sonra, ne hikmetse sayın Devlet BAHÇELİ ortada hiçbir zorlama olmadığı halde, kendinden hiç beklenmeyecek bir biçimde APO nun cezaevinden çıkarılarak TBMM sinde yer almasını ve affı için umut hakkı verilmesini isteyen beyanlarını da ısrarlı bir şekilde, sahibinin sesi olarak, dillendirmeye başladı. Bazılarımız belki bu yazdıklarımızı komplo teorisi şeklinde değerlendirebilseler de, gidişatın pek de komple teorisi olmadığı gerçeği de zihinler de kuşku uyandırmakta.

Rahmetli istihbarat analizcisi Prof. Mahir Kaynak’ın “eğer devlet bir gün Türkiye de dini kullanmak isterse, bunu İslamcı bir parti eliyle yapar. Eğer şeriatı getirmek isterse, bunu da CHP eliyle yapar. Eğer Kürdistan kurmaya karar verirse de bunu MHP eliyle yapar.” Sözündeki mana bugünler de gerçekleşiyor gibi… (SON)

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.