Bursaspor bir markadır, bayrağı Avrupa’da dalgalanmış, nice zaferlere hepimizi büyük bir mutluluk
ve gururla koşturmuştur. Nice başarılara imza atılmıştır. Mesele şampiyon olmaksa Trabzonspor’un
ardından Süper Lig’de şampiyonluğa erişen tek Anadolu takımı olma unvanı da yine Bursaspor’un
elindedir…
Yere düşmekle değerini kaybetmez, apoletini yitirmez, saygınlığına gölge düşmez… El ele de verseniz
düşüremezsiniz… Ana amacınızı açıklarsanız herkese size daha kolay yardımcı olur. Sahada hiçbir
varlık göstermeyerek bir mesaj veremezsiniz. Yetenek fakiriyseniz neden ilk maçlarda mücadele
etmeye çalışıyordunuz, forma ağır geliyorsa neden savaşmak için canhıraş şekilde bizlere ümit
aşıladınız…
Rezaletin son perdesini oynadığınızın farkında değil misiniz? Gençsiniz tamam ama güzel değilsiniz.
Siz bu camianın geleceği olduğunuzu kabul etmiyorsanız, bunu kabul edecek hangi yaş grubuysa
bırakın onları alkışlayalım. Futbolun içindeki kötü sonuçlara alışkınız ama kötü mücadele adı altında
hepimizi kandırmak ayıbın ötesine geçer…
Stadı yeni açılmış, kendisi bu lige yeni çıkmış bir takıma karşı kimlik ve armayı ortaya koyamamak ne
demek? Bursaspor’un o sahaya net favori olduğunu çıkıp gösterememek ne demek?
Hani takımın sözde ağabeyleri… Haftalardır kaçak güreşen Enver Cenk Şahin, sakat mı yoksa
formsuz mu?
Bileceğiz ki, kaptan köşkü hükümsüzse aşağıda suç aramaya gerek yok…
Hani o soyadıyla müstesna Sönmez bir azme sahip Kubilay? Atta mı gittin, sakatlığın etkileri tamam da
net pozisyonların içinde yer alamamak nedir?
Orhan Baba modundayız, “Batsın Bu Dünya”
Ve hatta kaderin böylesine ‘Yazıklar Olsun’.