Hava Durumu

SAKAT BİNALARIN DÖNÜŞÜMÜ RANT OLUŞTURULMADAN OLMAZ!..

Yazının Giriş Tarihi: 19.11.2020 16:59
Yazının Güncellenme Tarihi: 19.11.2020 16:59

Son İzmir depremi ile Türkiye’nin bir deprem gerçeği ile karşı karşıya olduğu bir kez daha gündeme geldi ve tartışma sürmekte.

1999 depreminden bu yana şahıslar, firmalar, devlet, TOKİ ve yerel yönetimler eliyle epey bina yenilendi.

Ama dayanıksız bina stoku büyük…

Bu gidişle bunların dönüşümü epey zaman alacağa benziyor ama öte yandan da büyük depremlerin kapıda olduğu gerçeği var…

Akıllara geldikçe çokça insanın içini ürpertiyor bu gerçek ama bu yapıda insanların yapabilecekleri de sınırlı.

Yaşamı boyunca didinerek alınmış binanın yeniden yapılması çoğu kişi için bu koşullarda olanaksız…

Kentsel dönüşüm kapsamında dayanıksız binaları yıkıp yeniden yapmanın bir maliyeti var kuşkusuz.

Ama yine de bir şey olmalı, bir şey oluşturulmalı bambaşka, bunu çözmek için

Ve binalar insanları fazla sarsmadan yenilenebilsin, can güvenliği sağlansın…

Ama bu ne?

* * *

Bu, aslında şimdiye kadar devletin, yerel yönetimlerin çeşitli alanlarda yapageldiği bir uygulama bu.

Bu, bir rant oluşturma…

Rant, getiri demek…

Daha açık deyimle, devletin çeşitli uygulamalarla bireysel, endüstriyel yahut sektörel olarak özel girişimci lehine herhangi bir çıkar avantajı, getiri oluşturması ve bu avantajın paylaşımıdır.

Ve zaten bunu devlet ve yerel yönetimler öteden beri yapagelmektedir ama şimdi asıl önemli olan bunun, ileride bir depremle mal ve can kayıplarına yol açacak dayanıksız binaların yenilenmesinde pratik olarak kullanılacak uygulamalara geçilmesidir.

Nasıl olacak bu?

* * *

Bu öyle bir uygulama ki, çok zor değil, ama bu şahısların, devletin, yerel yönetimlerin ve girişimcilerin ortak çıkarını gözetecek bir karar alma süreci.

Tüm dayanıksız binaların bedelinin devlet yahut yerel yönetimlerce karşılanması olanaksızdır, bu doğru da, adil de değildir.

Alınacak ortak kararla şahısların, girişimcilerin, yerel yönetimlerin ve devletin memnun olacağı bir çözüm bu.

Söz gelimi, bir bölgede birkaç dayanıksız, riskli bina var.

Güçlendirilmezse yahut yenilenmezse ilk 6-7 şiddetinde bir depremde yıkılacak durumda.

Vatandaşın bunu yenileme olanağı yok…

Bu şekilde Türkiye genelinde yüz binlerce ve hatta milyonlarca bina olduğu biliniyor, söyleniyor.

Devlet yasa ile yetki verecek yerel yönetimlere, yerel yönetimler bu binaları belirleyecek ve özel, bölgesel imar planı kararları alacaklar.

Belirlenen bu yapı ve binalar diyelim 5 kat…

Eğer zemin o bölgede 10 kata uygunsa 10 kat yapı izni verilecek.

Yok, eğer zemin orada uygun değilse o yer yeşil alana ayrılacak ve yerel yönetim onun yerine başka bir yerden 10 katlı yapı izinli bir yer verecek.

Böylece vatandaş da girişimci de, yerel yönetimler de memnun kalacak.

Ama burada şahsın, “Ben evimi kentsel dönüşüme sokacağım, 1 daireme karşılık 2 daire alacağım” hayalinde olmaması gerekiyor.

Yerel yönetimlerin de bu uygulamalarda adil davranması…

Böylece kentlerde bu uygulama ile yeşil alan da artmış olacak, binalar da sağlamlaştırılmış olacak.

Ama bu uygulamada ‘Ben yüksek katlı binalara karşıyım’ lüksünden de vazgeçilecek!..

Türkiye’deki 6 milyon 700 bin dayanıksız yapının 1-2 yıl içinde yenilemesini sağlayacak başka bir model ne olabilir?

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.