Hava Durumu

TARİHİN DİĞER İLİMLERLE MÜNASEBETİ (2)

Yazının Giriş Tarihi: 18.06.2022 16:18
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.06.2022 16:18

Eski zamanların mahsulu bu abidelerin en meşhurları, Mısır’da ehramlar, Teb ve File Adasındaki mabetler, İran da, Persepolis sarayı, Yunanistan da Partenon, Roma’da Kolize, Pön Dügarden ibarettir. Ezminei kadime yâni tarih öncesi zamanlardan kal maabidelerden birçoğu da, topraklar, küller, kumlar altında, enkaz halinde kalmış bulunmaktadır. Bunların bulunduğu yerlere ulaşabilmek, hafriyat, kazı gibi ameliyelere ihtiyaç gösterir. Nitekim; Asur saraylarını meydana çıkarmak için, birçok tepeleri kazmak, Meysen mezarlarını bulabilmek için 12 metre kadar zeminden aşağı inmek lazım gelmiştir. Fakat çok es ki zamandan kalma abidelerin uğradığı tahribatı yalnız zamana bağlamak isabetli olmaz. Bunda insanların da rolü vardır. Çok eski zamanların insanları bir bina inşasına karar verdiklerinde çevreyi düzenleyip, binanın yapılacağı alanı temizleme zahmetine katlanmayıp, arsadan çıkan enkazı kaldırmayıp, onları bir yere yığıp,yığıntının üstüne binayı yaparlardı. Bir vakit geçince, bu yeni bina da harap olurdu. Perişan olmuş bir enkaz üzerine, ayrı bir tabaka teşkil ederdi. İşte bu suretle bir binanın bulunduğu mahalde birkaç tabaka enkaz birikirdi. Alman âlim; asar-ı atika yâni eski eserler dediğimiz türe, dahil olanların mütehassıslarından: Salimayn; Truva’da hafriyat yâni kazı yaptığı zaman, beş tabakadan meydana gelmiş enkazı kazdırmaya mecbur kalmıştır. Bu beş tabakanın her biri bir şehrin enkazıdır. En derindeki şehir, zeminden on beş metre derinlikte bulunuyordu. Yine Roma’da d a bazen, birbiri üzerinde üç bina enkazına rastlanmaktadır. Bu enkaz diğerleri üzerine birike birike haylice yükseklik kazanmıştır.

Çok eski zamandan şimdiye kadar mahfuz kalan bir şehir varsa o da, Pompei şehridir fakat bu şehirde kazı sonucu mahfuz kalmıştır. Miladi 79. senede Vezüv yanardağı patlamaları olduğunda Roma devletinin şehirlerinden ikisinin lavlar ve küller altında kaldığı görülmüştür. Bu şehirlerden biri Herkülanüm,diğeri Pompei’dir. Herkülanum; lavlar ve küller altında, Pompei ise, sadece küller altında kalmıştır. Lavlar her şeyi yakmış, küller ise, tam aksine her şeyi örtmek suretiyle, (13)havanın geçmesini engelleyerek, bozulan her hangi bir şey olmamıştır. Küller kaldırıldıkça Pompei şehri de, bundan 1800 yıl evvel hangi haldeyse aynı hal ile meydana çıkarılmıştır. İşte bu gibi abideler es ki kavimlerin geçimlerini sağlamakta ve medeniyeti hakkında tarihin en mühim eksikliğini gidermek yolunda hizmet edebilirler. Bütün bunların tetkik edilmesi ayrıca bir ilimin daha ortaya çıkmasına sebep olmuş tur ki; o da, asar-ı atika yani eski eserler ilmidir.                                            

KİTAPLAR

Çok eski zamanlardan, başka bir takım kitaplarda vardır ki, bunlar da tarihi vesikaların mühimlerini teşkil ederler. Kitabeler; kitablar dışında yazılanların, resmi ve gayri resmi yazışmalarından ibarettir. Kitapların çok büyük kısmı taş, bazıları da tunç, levhalara kakılma usûlüyle hâk edilmiştir. Pompei’yi de, duvarlar üzerine kömür ile yazılmış olarak  bir çok kitabelere yazılmış olarak rastlamaktayız. Bu kitabelerden birçoğu hatıra makamında ilelebet kalacak şekilde yaptırılmış eserlerden ibarettir. Mesele İmparator Ogüst; An sir’de yaptırdığı bir abide üzerine bütün hayatını anla tan hususu yazdırmış. Bir kısmı da, mezar taşları üzerindeki kitabelerdir. Târihin mühim meselelerini hal, etmek ve tetkikler hususunda kitabelerin büyük ehemmiyeti vardır.

LİSAN

Eski kavimlerin kullandıkları dil de, tarihi olaylar hak kında mühim vesikalardan sayılabilir. İki ayrı dil’in kelimeleri birbiri ile mukayese edildiği zaman umûmiyetle bu asıldan ortaya çıktığı görülür. Buradan da, o lisan ile konuşan kavmin, bir asıldan oldukları anlaşılır. Mamafih eski zamanlarda tarihini tamamıyla orta ya çıkarmaya kitaplar, abideler lisanlarına kâfi değildir. Vakıa; bunlardan azmi vesaik-i kadime yani çok eski zamanların hayatına ait malumat çıkarmak mümkünse de, yine en çok bilinmesi arzu edilen bazı noktalar, bilinmez olarak kalmıştır. Bütün bunlara rağm en fennin ileri hamleleri karşısında asar-ı atika denen eski eserler, antika uleması denilenlerin mesai sarfıyla, eski zamanların karanlık devrinin üzerine ışık indirmeye başarı gösterecekleri görülür.(14)(Devam edecek) Fiemanillah.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.