Hava Durumu

#Cihat Yaycı

Yeni Marmara Gazetesi - Cihat Yaycı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Cihat Yaycı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Cihat Yaycı: "Ne NATO'cuyum, ne Avrasyacıyım! Ben Türkiyeciyim!'' Haber

Cihat Yaycı: "Ne NATO'cuyum, ne Avrasyacıyım! Ben Türkiyeciyim!''

Cihat Yaycı, "Ben ne NATO’cuyum ne de Avrasyacıyım, ben Türkiyeciyim" diyerek, Türkiye'nin menfaatlerini ön planda tutan bir dış politika anlayışına sahip olduğunu vurguladı. Yaycı, Türkiye'nin keskin cepheleşmelerden uzak durması gerektiğine inandığını belirterek, tüm dünyanın menfaatlerini aynı düzlemde değerlendiren bir yaklaşım sergiledi. Cihat Yaycı, Türk dış politikasını değerlendirirken, siyasi ve askeri ilişkilerde Türkiye’nin çıkarlarını en iyi şekilde koruyabilmek için "pergelinin merkezi" olarak Ankara’yı aldığını söyledi. "Benim pergelimin merkezi Ankara’dır. Ben Ankara’dan olaylara bakmaya çalışıyorum" ifadeleriyle, dış ilişkilerde Türkiye'nin egemenliğini ve bağımsızlığını esas aldığını belirten Yaycı, Türkiye'nin dış politikada yalnızca menfaatlerini göz önünde bulundurarak hareket etmesi gerektiğine dikkat çekti. "Avrasyacı veya NATO'cu Olmak Mandacı Zihniyet Olur" Türkiye'nin dış politikasında, keskin ideolojik cepheleşmelerin fayda sağlamadığını savunan Yaycı, Avrasyacılıkla NATO'culuğun birbirinden farklı olduğunu ancak her ikisinin de "mandacı" bir zihniyete dayandığını ileri sürdü. Yaycı, "Avrasyacı ya da NATO'cu olmak demek, mandacı zihniyet demek" diyerek, bu tür ideolojik kutuplaşmalardan kaçınılması gerektiğini belirtti. "Türkiyeci Olursanız, Herkesle İyi İlişkiler Kurabilirsiniz" Yaycı, Türkiye'nin dış politikasında önemli bir ayrım yaptı. Türkiyeci bir yaklaşımın, Türkiye'nin çıkarları doğrultusunda her iki kutup ile de ilişkiler kurmasına olanak sağlayacağına inandığını söyledi. "Eğer Türkiyeci olursanız, menfaatiniz bugün Avrasya ile bir konuda menfaatimiz varsa onunla da ilişki kurarım; Atlantik ile menfaatim varsa onunla da ilişki kurarım" ifadeleriyle, Türkiye'nin dış politikasında dengeyi ve pragmatizmi ön plana çıkarmanın gerekliliğini vurguladı. "Keskin Cepheleşmeler Türkiye'ye Faydadan Çok Zarar Getirir" Son olarak, Yaycı, Türkiye'nin dış politikada keskin ideolojik bölünmelerden kaçınması gerektiğine dikkat çekti. İdeolojik yaklaşımlardan ziyade, Türkiye'nin çıkarlarına uygun bir politika izlenmesi gerektiğini savunan Yaycı, "Keskin cepheleşmelerin Türkiye'ye kesinlikle fayda getirmeyeceğini düşünüyorum" diyerek, dış ilişkilerde pragmatik ve çıkarcı bir yaklaşımın önemine vurgu yaptı. Cihat Yaycı'nın açıklamaları, Türk dış politikasının yönü ve Türkiye'nin küresel ilişkilerde nasıl bir tutum sergilemesi gerektiği konusunda önemli bir tartışma başlatacak gibi görünüyor.

Cihat Yaycı’dan Ümit Özdağ kararına tepki: "Vicdanen kabul edilemez" Haber

Cihat Yaycı’dan Ümit Özdağ kararına tepki: "Vicdanen kabul edilemez"

Cihat Yaycı yaptığı açıklamada, Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret eden, terör örgütü elebaşına “sayın” diyen ve ülkenin bölünmez bütünlüğüne karşı çıkan pek çok kişinin ifade dahi verilmeden serbestçe dolaşmasını eleştirerek, adaletin temel ilkelerinin ihlal edildiğini belirtti. Yaycı, “Atatürk’e hakaret edenler, terör örgütü elebaşına ‘sayın’ diyenler, Türk milletinin birliğine karşı çıkanlar, hiçbir şekilde ifadeye çağrılmazken, hukuk ve vicdan göz ardı edilerek Sayın Ümit Özdağ’ın gözaltına alınması, hukuken ve vicdanen kabul edilemez” dedi. “Adalet, Devletin Temelidir” Cihat Yaycı, devletin temeli olan adaletin, tüm vatandaşlar için eşit ve tarafsız bir şekilde uygulanması gerektiğine dikkat çekerek, Ümit Özdağ’a yönelik yapılan işlemi eleştirdi. Yaycı, “Adalet, devletin temelidir ve herkes için geçerli olmalıdır.” ifadelerini kullandı. "Demokratik Değerler İçin Mücadeleye Devam Edilmeli" Yaycı, açıklamasında ayrıca, Türk milletinin ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş ilkelerinin savunucularının her zaman yanında olduklarını ve bu değerler için mücadele etmeye devam edeceklerini belirtti. “Türk milletinin birliği ve bütünlüğü için, demokrasinin ve hukukun üstünlüğünün korunması adına hep birlikte mücadele etmeliyiz” diyerek, bu sürecin sadece bir kişinin değil, tüm milletin meselesi olduğunu ifade etti.

Cihat Yaycı’dan Uyarı: “Bu gidişatın vebali gelecek nesillere ait olur” Haber

Cihat Yaycı’dan Uyarı: “Bu gidişatın vebali gelecek nesillere ait olur”

Cihat Yaycı, Türkiye’nin temel değerleri ve anayasal düzeni ile ilgili tehlikeli değişikliklerin gündemde olduğunu belirterek, bu tür değişikliklerin "gelecek nesillere büyük bir vebal" bırakacağını söyledi. Cihat Yaycı, açıklamasında Türkiye’nin mevcut yönelimlerinin tehlikeli sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekti. Öcalan’ın serbest bırakılması, teröristlere ve FETÖ mensuplarına af çıkartılması gibi ihtimallerin gündeme gelmesinin, devletin varlık ve bütünlüğüne ciddi zararlar verebileceğini vurguladı. Yaycı, şunları söyledi: “Bu gidişatla yakında;   - Cani Abdullah Öcalan'ın eve çıkması, hatta bir kadın milletvekiliyle evlenmesi söz konusu olabilir.   - Tüm teröristlere, dolayısıyla FETÖ mensuplarına da af çıkarılabilir.   - Anayasamızdaki 42. madde (anadilde eğitimle ilgili düzenleme), 66. madde (Türk vatandaşlığına dair düzenlemeler) ve 101. madde (Cumhurbaşkanı’nın görev süresiyle ilgili kısıtlamalar) değiştirilirse veya kaldırılırsa,   - Özerk bölgeler oluşturulursa,   Bunun vebali, şimdiki nesle ait olacaktır!" Yaycı, Türkiye’nin ulusal bütünlüğünü korumak ve ülkenin siyasi istikrarını sağlam bir temele oturtmak için herkesin sorumluluk taşıması gerektiğinin altını çizdi. Ülkenin bekası ve güvenliği için anayasal değerlerin korunması gerektiğini savunan Yaycı, bu tür değişikliklerin Türkiye’nin yapısını tehdit edeceğine işaret etti. “Geçmişteki Yanlışlar Tekrar Edilmemeli” Açıklamalarında tarihi bir perspektife de yer veren Cihat Yaycı, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ülkenin terörle mücadele adına önemli adımlar attığını hatırlatarak, bu kazanımların geri gidişe yol açacak değişikliklerle yok edilmemesi gerektiğini söyledi. Yaycı, “Geçmişte yaşanan zorluklar, Türkiye’yi bir arada tutan değerlerin ne kadar kıymetli olduğunu göstermiştir. Bugün gelinen noktada, bu değerlerin göz ardı edilmesi, ülkenin geleceği adına kabul edilemez bir hatadır” şeklinde konuştu. Yeni Düzenlemeler ve Siyasi İklim Son dönemde, özellikle anayasal değişiklikler ve yerel yönetimlerin yetki alanlarının genişletilmesi konularında yapılan açıklamalar, Türkiye’de büyük bir tartışma konusu olmuştu. Yaycı'nın açıklamaları, bu tartışmaların ışığında, toplumda derin bir kaygı uyandırdı. Bazı siyasetçiler ve uzmanlar, olası anayasa değişikliklerinin, özellikle Türkiye'nin üniter yapısına zarar verebileceği ve bölgesel ayrışmalar yaratabileceği konusunda uyarılarda bulunuyor. Cihat Yaycı, bu tür adımların, sadece mevcut hükümetin değil, tüm halkın geleceğini etkileyecek şekilde geniş bir etkisi olacağına vurgu yaptı. Aynı zamanda, toplumsal birliğin zedelenmesinin, dış tehditlere karşı savunma kapasitesini de azaltabileceğini dile getirdi.

Cihat Yaycı’dan Suriye Türkmenleri İçin Kritik Açıklama! Haber

Cihat Yaycı’dan Suriye Türkmenleri İçin Kritik Açıklama!

Suriye Türkmenlerinin haklarının savunulması ve daha fazla görünür kılınması gerektiği çağrısı, Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı’dan geldi. Beydili Türkmen Derneği ev sahipliğinde düzenlenen toplantıya katılan Yaycı, Türkmenlerin Suriye’deki hak mücadelesine dikkat çekerek, önemli açıklamalarda bulundu.  Toplantıya Suriye Türkmen davasına duyarlı platformların temsilcileri katılırken, gündemdeki en önemli konu, Türkmenlerin Suriye’deki haklarının görmezden gelinmesi ve bu durumun yarattığı kaygılar oldu. "Türkmenler Suriye’de Unutuluyor" Yaycı, Suriye’deki güncel gelişmeler ve Türkmenler için geleceğe yönelik kaygılarını paylaşarak, “Suriye’de Türkmenler unutuluyor, Türkmen Davası unutuluyor. Bu durum, hem Türkiye’deki hem de dünya genelindeki Türk halkını endişeye sevk etmektedir” dedi. Yaycı, özellikle Suriye Milli Ordusu’nun son yayınladığı bildirilerde Türkmenlerin hiç bahsedilmemesinin büyük bir hayal kırıklığı yarattığını belirterek, “Araplar, Kürtler ve diğer gruplardan bahsediliyor fakat Türkmenler bu metinlerde yer almıyor. Bu, Türkmenleri umutsuzluğa sürüklüyor” dedi. Suriye Geçici Hükümetinden Beklentiler Yaycı, Türkiye’nin desteklediği Suriye Geçici Hükümeti ve lideri Abdurrahman Mustafa’nın, Türkmenlerin haklarını savunma konusunda sessiz kalmasının endişe verici olduğunu dile getirdi. Yaycı, “Suriye Geçici Hükümeti, muhalif grupların Esad rejiminden ele geçirdiği bölgeleri neden devralmıyor? Bu durum, Türkmenlerin haklarını savunma noktasında ciddi bir eksikliktir” ifadelerini kullandı.  Türkler Suriye’de İkinci En Büyük Etnik Grup Yaycı, Suriye nüfusunun yaklaşık 23 milyon olduğunu ve bu nüfusun 5.5 milyonunun Türk, 1.7 milyonunun Kürt, geri kalanının ise Araplardan oluştuğunu hatırlatarak, “Suriye’de Türkler, Araplardan sonra ikinci büyük etnik gruptur. Ancak, Kürtlere özerk yönetim verilmesi, adaletli bir yaklaşım değildir” dedi. Suriye’nin geleceğinde Türkmenlerin haklarının garanti altına alınması gerektiğini vurgulayan Yaycı, “Eğer Suriye’de özerk yönetimler kurulacaksa, Türkmenler için de bir özerk yönetim oluşturulmalıdır” şeklinde konuştu. Türkmen Hakları İçin Ortak Adımlar Toplantıda alınan kararlar ve talepler de kamuoyuyla paylaşıldı. Yaycı, Türkmenlerin siyasi ve kültürel haklarının anayasal garanti altına alınması gerektiğini belirterek, “Suriye’de Türkmenler, Araplar kadar önemli bir etnik grup. Bu nedenle, Türkmenlerin hakları anayasal güvence altına alınmalıdır” dedi. Ayrıca, Suriye Milli Ordusu ve Suriye Geçici Hükümeti’ne yönelik olarak, Türkmenlerin daha fazla görünür kılınması gerektiğini ifade etti.  Türkmeneli İçin Yeni Adımlar Atılmalı Suriye’nin geleceği ve olası federal yapı hakkında da açıklamalarda bulunan Yaycı, “Suriye’nin parçalanması ve federal yapıya geçilmesi durumunda, Türkmeneli/Türkmen Devleti ya da Türkmen Özerk Yönetimi kurulması hedeflenmelidir” dedi. Türkmenler için Türkiye’nin desteğinin büyük önem taşıdığını belirten Yaycı, “Türklerin esamesinin okunmadığı hiçbir yapı bizim için makbul değildir. Türkmenlerin hakları ve varlıkları korunmadığı sürece, Suriye’nin geleceği bizim için kabul edilemez” ifadelerini kullandı.

Cihat Yaycı: ''Kıbrıs Türk Gençliği, 1974 Öncesi Soykırımı Anlamıyor'' Haber

Cihat Yaycı: ''Kıbrıs Türk Gençliği, 1974 Öncesi Soykırımı Anlamıyor''

Müstafi Tümamiral Cihat Yaycı, Kıbrıs Türk gençliğinin 1963-1974 yılları arasında Kıbrıs Türklerine uygulanan soykırım ve mücadeleyi yeterince bilmediğini belirterek, Türk tarihinde önemli bir dönemin unutulmakta olduğunu vurguladı. Yaycı, Kıbrıs Türkü’nün yaşadığı zulmün müfredatlara yeterince işlenmediğini ve bu eksikliğin, bazı gençlerin Yunan-Rum propagandalarına kapılmalarına yol açtığını ifade etti. Yaycı, özellikle 1963-1974 yılları arasında, Kıbrıs Türklerine yönelik uygulanan sistematik şiddet ve soykırımın, Kıbrıs Türk halkının mücadelesi ile ilgili eğitim sistemine yeterince yansıtılmadığını vurguladı. Yaycı, ''Kıbrıs Türk Gençliği, 1974'e kadar yaşananları bilmiyor. Kıbrıs Türkü'nün o dönemde karşılaştığı zulmü anlamadan, bu topraklarda yaşayan gençler, bazı çevreler tarafından 'işgalci' olarak nitelendirilen Türkiye'nin Kıbrıs'a müdahalesinin gerekçesini kavrayamıyorlar,'' dedi. Soykırımın Gölgesinde Bir Milletin Direnişi Cihat Yaycı, Kıbrıs’taki Türklerin 1963-1974 yılları arasında sadece askeri değil, insani bir soykırıma uğradığını belirterek, bu dönemde Kıbrıs Türklerine yönelik soykırımın büyük bir kısmının gizli kaldığını ifade etti. Özellikle 1963 yılından itibaren, Kıbrıs Cumhuriyeti'ndeki Rumların, Kıbrıs Türklerine karşı uyguladığı şiddet politikalarını anlatan Yaycı, ''Ada'da tek bir Türk bırakmama amacı güden Yunan-Rum çetelerinin zulmü her geçen gün arttı. Bebek mamasına bile ulaşmak imkansız hale getirildi. Bu dönemde Kıbrıs Türkleri, açlık ve hastalıklarla mücadele ederken, aynı zamanda büyük bir soykırıma uğradılar,'' diye konuştu. 1963-1974 yılları arasında yaşananlar, Kıbrıs Türk halkı için yalnızca askeri bir tehdit değil, kültürel ve insani bir yok oluş süreciydi. Yaycı, ''Bu dönemde Kıbrıs Türkleri, hem canlarıyla hem de mallarıyla büyük bir soykırıma uğradılar. Türkiye'nin Kıbrıs'a müdahalesi, Kıbrıs Türklerinin hayatta kalabilmesi için hayati bir öneme sahipti,'' dedi. Yunan-Rum Propagandası ve Gençlerin Yanıltılması Yaycı, Kıbrıs Türklerinin mücadelesi ve Türkiye'nin müdahalesinin, özellikle gençler arasında yanlış bir şekilde ''işgal'' olarak algılanmaya başladığını da dile getirdi. ''Yunan-Rum propagandası, Kıbrıs Türkleri’ni ve Türkiye'yi hedef alan bir takım yanlış bilgilendirmelerle devam ediyor. Bu yanlış bilgiler, Kıbrıs Türk gençliğini etkiliyor ve onlarda tarihsel bir yanlış algı oluşmasına neden oluyor. Gençler, 1963-1974 arasındaki Türk soykırımını bilmeden, sadece 1974'teki müdahaleyi işgal olarak görebiliyorlar,'' diyerek, bu yanlış algının düzeltilmesi gerektiğini savundu. Kıbrıs’ta Yeni Bir Eğitim Modeli Gerekiyor Cihat Yaycı, Kıbrıs’ta Türk gençlerinin tarihsel geçmişlerini öğrenmesi için müfredatların yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini belirtti. ''Kıbrıs Türk gençliğine, 1974 öncesindeki tarihsel gerçekleri anlatacak, doğru bilgi verecek bir eğitim sistemi oluşturulmalı. Bu, hem Kıbrıs Türk halkının direnişini hem de Türkiye’nin adaya müdahalesinin haklılığını kavrayabilmek için büyük önem taşıyor,'' dedi. Yaycı, Kıbrıs Türkü’nün yalnızca askeri değil, aynı zamanda kültürel bir bağımsızlık mücadelesi verdiğini ve bunun yeni nesillere doğru bir şekilde aktarılması gerektiğini ifade etti. Soykırımların Unutulmasına Karşı Farkındalık Çağrısı Son olarak, Cihat Yaycı, uluslararası platformda da Kıbrıs Türk halkının uğradığı soykırımların ve adadaki Türk varlığının savunulması gerektiğini vurguladı. Türkiye’nin, Kıbrıs’a müdahalesinin haklılık zeminini açıklayarak, dünya kamuoyuna Kıbrıs Türklerinin yaşadığı soykırımı anlatan bir küresel farkındalık kampanyasının başlatılmasının önemini belirtti. Yaycı, ''Unutulmuş bir soykırımın, yeniden hatırlatılması ve tanınması gerekiyor. Bu, sadece Kıbrıs Türkleri için değil, insanlık adına da önemli bir sorumluluktur,'' diyerek sözlerini tamamladı.

Cihat Yaycı: ''Özgür Özel'in söylediği sözler yanlış!'' Haber

Cihat Yaycı: ''Özgür Özel'in söylediği sözler yanlış!''

Müstafi Tümamiral Cihat Yaycı, çok önemli açıklamalarda bulundu. Fatih Altaylı'nın konuğu olan Cihat Yaycı söyledikleri ile gündeme damgasını vurdu. Fatih Altaylı'nın, ''Kürtlere eziyet yapılıyor mu?'' sorusuna cevap veren Cihat Yaycı, “Kürtler 300 kişi gelip batıda iş yapabiliyor. Batıdan giden adam doğuda lokanta, bar, inşaat vs. açamaz. Ortada eziyet varsa, batıdakine eziyet yapılıyor.” ''Özgür Özel’in sarf ettiği 'Kürt halkı, Kürt sorunu bitmeden, sorun bitmez' demesi son derece yanlıştır. O zaman Yunanistan, Türkiye ile sorunumuz yok diyene kadar sorun gerçekten devam ediyor mu demek? Rumlar, sözde Kıbrıs sorunu bitti diyene kadar sorun devam mı edecek? Aklı başında hiçbir Kürt kökenli Türk vatandaşının Türkiye Cumhuriyeti’nden ayrılmak istediği kanaatinde değilim. Ancak, Kürt vatandaşlar istese de istemese de, BİP (Büyük İsrail Projesi) çerçevesinde Türkiye’nin parçalanması, bölünmesi hedefleniyor!” dedi. Yaycı açıklamaları ile gündem olurken, kamuoyundan çok büyük destek gördü. Cihat Yaycı'nın açıklamasının küçük bir kısmı; Fatih Altaylı: “Kürtlere eziyet yapılıyor mu?” ???? Müstafi Tümamiral Cihat Yaycı: “Kürtler 300 kişi gelip batıda iş yapabiliyor. Batıdan giden adam doğuda lokanta, bar, inşaat vs. açamaz. Ortada eziyet varsa, batıdakine eziyet yapılıyor.” pic.twitter.com/h7t1RnuDny — ???? Muhbir (@ajans_muhbir) November 2, 2024

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Yeni Marmara Gazetesi En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.