Hava Durumu

Her iş kurana ‘Girişimci’ denir mi?

Yazının Giriş Tarihi: 24.04.2025 19:20
Yazının Güncellenme Tarihi: 24.04.2025 19:20

Girişimcilik, maddi açıdan kar elde etmeyi hedef alıp yeni bir kurmak şeklinde bilinir genellikle...

Oysa her kendi işini kurup bilinen bir hizmet yahut bilinen bir mal üreten kişi girişimci sayılır mı?

Yani bir klasik bakkal dükkânı açan kişi de girişimci sayılır mı?

Yoksa girişimcilik kavramının çok daha farklı bir tanımı var mıdır?

Üretim unsurlarını en güncel tekniklerle, etkili bir biçimde, yeni bilgilerle analiz ederek değişik bir mal yahut değişik hizmet üreten kişiye mi denir girişimci?

Diğer bir söylemle girişimci, fırsatları kovalayan ve bu fırsatları her türlü riski göze alarak herkesten önce yahut herkesten kaliteli ve uygun fiyata yapabilen olsa gerektir.

Bu kapsamda sözgelimi yeni bir bakkalın açılması yenilikçilik değildir, ancak üretimi yapılan bir mamulün markalaştırılması bir yenilikçiliktir...

* * *

Girişimcilik kavramı, sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçilmesiyle birlikte her geçen gün önem kazanmaya başladı.

Sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçiş ile birlikte gerek ulusal gerekse de uluslararası boyutta, gelişmiş yahut gelişmekte olan ülkeler düzeyinde daha dikkat çekici bir hale geldi...

Ancak iletişim ve bilgi teknolojilerinin hızla geliştiği, ticaretin sınır tanımadığı, dünyadaki serbestleşme ortamında yoğun olarak yaşanan küreselleşmeyle birlikte şirketler bu küresel pazar içerisinde var olabilmek ve rekabet ortamına uyum sağlayabilmek amacıyla da güç birlikleri ve ortaklıklar kurmaya yöneldiler.

Öyleyse girişimci, yeni ortaklıklar kurma becerilerini de bünyesinde barındırmaktadır, denebilir kolayca...

Genel kanıya göre girişimci, risk alıp kendi işini kuran kişidir.

Ne ki, bu tanım doğru olmakla birlikte eksiktir; girişimciliği tam olarak açıklamaz.

Çünkü insanın girişimci olması için, şirket sahibi olması gerekmez. İnsan bir başkasının işinde çalışırken hatta devlet kurumlarında çalışırken bile girişimci bir tavır ve davranış sergileyebilir.

Salt devlet memurlarında değil, siyasetçiler arasında da girişimci ruhla icraat yapanlar yok mudur?

* * *

Ortaklıklar günümüzün bir gerçeği, aslında ortaklık, dünya ticaret tarihi kadar eskidir.

İster kervan ticareti olsun ister deniz ticareti bir yerden bir yere mal nakledilmesinde kişiler arasında bir birliktelik her zaman söz konusu olmuştur...
Ticaretin zamanla büyümesi berberinde risklerin artması; ortaklığın yolunu açarken; diğer yandan miras gibi doğal bir ortak üretme sistemi en başından itibaren aile bireylerinin işin ortağı olarak çıkmasını sağlamıştır.

70’li ve 80’li yıllarda Türkiye’de pek yaygın olmayan ortaklıklar günümüzde artık olağan bir duruma gelmiştir...

Hatta ülke dışındaki firmalarla bile ortaklıklar kurulabilmektedir.

* * *

80’li yıllarda İnegöl’de Mobilya sektöründe köyden kente göç ile başlayan hareket bu gün çok farklı boyutlara ulaşmıştır.

Herkesin başlı başına, bireysel olarak dağınık bir görünümdeki çabalarının daha çok başarıya ulaşması için birçok arkadaşa, o yıllarda ‘Şirketleşin, kooperatif ve ortaklıklar kurmalarını’ önerdiğimde çoğunun, ‘Ne şirketi ne kooperatifi, ne ortaklığı, biz komünist miyiz’ dediklerini dün gibi anımsıyorum!

Her birinin ayrı-ayrı mekânlarda yüksek maliyetlerle üretim yapmaları zaten sürdürülebilir değildi uzun süreçte.

Zaten gelişen rekabet ortamında çoğu savrularak işlerini bir süre sonra yitirmiş, şanslı ve becerikli olan bir kısmı ise şirketlerde çalışmaya başlamışlardı.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.